Altınoluk ve Ahlat…

 Merhabalar Sevgili okurlarım. Geçtiğimiz hafta Altınoluktaydım. Altınoluk Ege denizine kıyısı olan muhteşem denizi ve sahiliyle görülmeye değer bir yer. Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı bir belde. İstanbul’a yaklaşık 5 saat uzaklıkta. Denizi muhteşem temiz, sahili ve kumsalı muhteşem. Denizle çarşı merkezinin iç içe olması ayrı bir güzellik bana göre.
Köy denilen bir yer var Kaz Dağları diye tabir edilen yerde. Sosyal medyadan beni takip edenler fotoğrafları görmüşlerdir. Özelikle AFM Restoran ve Cafe diye bir yer var ki sözle anlatılamaz. AFM Restoran ve Cafeye gittiğinizde tüm Altınoluk ayaklarınızın altında… Gündüz başka bir manzara, geceleri bir başka muhteşem manzara.

Altınoluk’a gidecek olanlara, Özelikle Ali beyin yeri AFM Restoran ve Cafeye çıkmalarını kesinlikle tavsiye ediyorum. 
Bu arada yeri gelmişken; Evlilik yıldönümümüz nedeniyle eşime sürpriz yapmamda destek olan AFM Restoran sahibi Ali beye ve zabıta arkadaşlara tekrar teşekkür ediyorum.  Biz Altınoluk’u anlatmaya devam edelim… İnsanları inanılmaz kültürlü. Gecenin beşinde sahilde bir bayan tek başına hem de istediği kıyafetle geziyor ve kimse rahatsız etmiyor. İnsanlar birbirlerine çok saygılı. Yaklaşık sekiz yıldır her yaz 4-5 günlüğüne de olsa giderim Altınoluk’a. Sekiz yılda orası da elbette değişti. Sonradan gelip yerleşenlerden özellikle mevsimlik gelenlerden şikâyetçi yerli halk.  Kaba hareketlerinden şikayetçiler. Benim şikayetlerimde var elbette. Özellikle Belediyelere çok kızıyorum. Yaradan bir cevher vermiş oraya; pırıl pırıl bir deniz. Maalesef son yıllarda denizin kıymeti bilinmiyor, tam aksine denizin özellikleri yok edilmeye çalışılıyor izlenimi ediniyorum. Oraya giden insanlar o muhteşem denize girmek için gidiyorlar. Denize girecek yerleri (Özellikle ücretsiz sahilleri) artırma veya daha fazlasını insanların hizmetine sunma gayreti içerisinde olacaklarına, sanki denize girilecek yerleri azaltma gayreti içindeler. Kordon yapmışlar düşüncesizce. Oraya insanların çoğu İstanbul’dan geliyor. İstanbul’un hemen her ilçesinin sahilinde zaten yürüme yeri var. Maltepe, Pendik, Tuzla vb… İnsanlar oraya denize girmeye gidiyorlar. Kumsal ve denize girilebilecek yerleri artıracaklarına azaltmış oluyorlar. Ayrıca anayol üzerinde insanların arabasını bırakıp hemen denize girebilecekleri yeri beton bariyerlerle kapatmaları akla ziyan bence. Üstelik aracını park etsen bile yaya olarak inebileceğin merdivenleri kilometrelerce arlıkla yapmışlar. Araç park yeri yapıp sık aralıklarla merdiven yapmaları daha makbul olacaktır diye düşünüyorum. Konu ile ilgili belediyelere sorulduğunda Edremit belediyesi (CHP’li belediye) topu Balıkesir Büyükşehir Belediyesine (AK Partili belediye) atıyor, Büyükşehirde Edremit belediyesine… Gelelim CAN memleketim Ahlat’a… Ahlat öncelikle Sıla-i Rahim olduğu için değerlidir. Tarihi ve kültürel yapısıyla muhteşem şirin bir ilçedir. Alparslan’ın Otağı ve Ertuğrul Gazinin doğduğu yerdir Ahlat. Dünyanın En büyük Tarihi Açık hava Mezarlığını (Selçuklu) bağrına basan yerdir Ahlat. Altınoluk gibi Ahlat’a da yaradan bir cevher bahşetmiş; Van gölü… Sodalı suyuyla muhteşem bir göl. Dünyanın 3. Türkiye’nin 1.  büyük gölüdür Van Gölü. Ancak ne yazık ki kıymeti hiç ama hiç bilinmiyor. Kıyısı olan Tüm ilçelerin kanalizasyonları akıyor göle. Gerçi birkaç ilçede arıtma tesisleri var ama onlarda yeterli olmuyor gördüğüm kadarıyla. Üstelik orası göl, Deniz değil o nedenle daha da titiz davranılmalı. Denize girilebilecek yer (Bölgemizde göl denilmiyor deniz deniliyor) Özellikle Ahlat kıyılarında çok yetersiz. Sahiller çöplerle dolu. Plajlar yok. Özellikle ailelerin girebileceği bir plaj yok. Bazı müsait yerleri plaja dönüştürmek veya denize girilebilecek hale getirmek hiçte zor değil. Tatile gelen hemşerilerimizin hemen hepsinin şikayetlerinin başında bu konu geliyor ve bana onlarca mesaj atıyorlar. Gerçekten de haklılar. Neden bizim orada insanların gönül rahatlığıyla denize girebileceği alanlar olmasın. Hatta bu konuyu Altınoluk gibi çevre illerden turist gelmesi içinde kullanabiliriz. Böylelikle Ahlat’ımızın tanıtımına ve ekonomisine katkıda sunmuş oluruz. Dışarıda yaşayan Ahlatlılarda daha fazla Ahlat’ta kalmaya başlarlar böylelikle. Tabii Ahlat Ata yurdum olduğu için; Altınoluk gibi 5 gün değil de, her yıl en az bir ay kalıyorum Ahlatta. Buradan tüm Ahlatlı hemşerilerime selam olsun. Vel hasıl her yaz gittiğim iki şirin ilçedir Altınoluk ve Ahlat. İkisinin de cevherlerinin (kıyılarının) kıymetinin bilinmesi gerektiği kanaatindeyim. Selam ve Dua ile

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.