Bitlis’in Gururu Öğrenciler

 Öncelikle TEOG sınavında, 120 sorunun 120’sini de doğru cevaplayıp Türkiye birincisi olan 51 ve 120 sorudan 119’nu doğru cevaplayıp Türkiye ikincisi olan 89 öğrenci kardeşimizi yürekten kutluyorum. Ve bu başarı da katkısı olan ve emeği geçen herkesi takdir ediyorum.

“Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez.”

Evet, hedef oluşturma, başarı için temel bir gereksinimdir.

Bu gereksinim, belirlenen hedefe inanıp bütün beklenmedik engellere rağmen pes etmeden kararlı,  istikrarlı bir çaba ve enerji ile başarıya odaklanmaktır.

Dolayısıyla başarı, hedefine inanlarındır.

Hatta ben, “başarılı olmak istiyorum” kararlığını göstermektir, hedef koymak…

Çünkü ben, “başarısız olmak istemiyorum” iç sesiyle söylenen cümle ile ben, “başarılı olmak istiyorum” cümlesi ya da iç sesi arasında “başarılı” olma farkı var.

Zira ilk cümlede yani “başarısız olmak istemiyorum” cümlesinde özgüven eksikliği dolayısıyla bir çırpınış, bir yakarış ve bir çaresizlik mevcut. Yani kendine güveni, barındırmayan iç sesiyle söylenen bir cümledir.

Oysa “başarılı olmak istiyorum” cümlesi; bir kararlık, bir hedef, bir arzu ve özgüven barındırıyor.

Hem “başarısız olmak istemiyorum” cümlesi, zihinde bir hareketlilik oluşturmazken, “başarılı olmak istiyorum” cümlesi bir enerji ve motivasyon aşılıyor.

Dolayısıyla 120 sorunun 120’sini de doğru cevaplayarak böylece başarının haklı gururunu yaşayan öğrenciler, ben “başarılı olacağım” diye yola çıkmış öğrencilerdir.

Elbette bu başarıda sinerjik bir güç ve kolektif bir ruh var. Zira her başarının arka planında bir plan, program, azim ve çaba vardır.

İşte bu arka planda bütün eğitim paydaşlarının ama öncelikle aile ve öğretmenlerin büyük bir emeği var.

Hele ailenin bilinçli olması öğrencilerin başarısında büyük etkendir. Çünkü okulda öğretilen bilgilerin filizlenmesi ve en nihayetinde meyveye dönüşmesi ancak bilinçli bir aile ortamında mümkün olabilir.

 Bilinçli aile nasıl mı olmalı?

Bilinçli aile, öncelikle konuşma ve yaklaşımları ile motive edici olmalılar. Çocuklarına gerekli telkinleri vermeli ve çocuklarının başarı duygusunu okşamalılar.

Ayrıca çocukları ders çalışırken ya da ödev yaparken her fırsatta çocuklarına bunu getir, şunu getir dememeliler. Çocuk, dersin başındayken zırt pırt alt-üst kısacası komşulara gönderilmemelidir. Hele çocuğun ders çalıştığı yerde televizyon izleniyorsa, bu çocuğun ders çalışmasını değerli görmemek ve ciddiye almamaktır. İşte bu gibi yaklaşımlar, düzensiz ve plansız ders çalışma alışkanlığına zemin hazırladığı gibi, zamanla çocukların tamamen ders çalışmaktan da alıkoyar...

Başarının bir diğer iksiri ise yerinde ve zamanında verilen ödüldür.

Dolayısıyla bu bağlamda İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Tatvan Belediyesi, başarıda derece yapan öğrencilere adeta bir şenlik havasında törenle ödül vermeleri doğrusu başarıya müthiş bir katkı ve teşvikti…

Hatta öğrenciler için ömürleri boyunca anacakları güzel ve gurur verici bir hatıraya vesile oldular…

Evet, son olarak başarının mimarı ve Bitlis’in gururu öğrenciler ve bu başarıda katkısı olan bütün paydaşlar, Bitlis’in ismini daha nice başarılarla anılmasını sağlamanız dileğiyle…Hayırlı Ramazanlar..

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.