Çat Kapı-1

 Merhabalar Sevgili okurlarım. Öncelikle hepinize çok teşekkür etmek istiyorum.

Henüz 3 yazı yazmış olmama rağmen, Gerek cep telefonumla arayan, gerek facebook  gibi sanal alemden mesaj atan, gerekse Sms atarak tebrik edip yazılarımı takip ettiğini ve sabırsızlıkla yenilerini beklediğini bildirerek sevgisini gösteren tüm sevdiklerime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Bazı okurlarım özelden mesaj atarak facebook ta takip ettikleri çat kapı mevzusunu ne zaman yazacağımı sormuşlar. İşte ilk bölümü bu yazımda olacak.

Öncelikle çat kapının doğuşundan başlamam gerekse; TOTAKDER Başkanlığını seçilirken üyelerimize maddi bir vaatte bulunamayacağımı ancak İnsani noktalarda elimden geleni yapacağımı söylemiştim.

Tuzla Aydınlı Toki konutları yaklaşık 4.000 konuttan oluşan ve Yaklaşık 20-25 bin nüfusu olan devasa bir toplu konut. Haliyle insan ilişkileri de çok az. Başkanlığa seçilir seçilmez Muhtarımız Nevzat Özsoy, Başkan vekilimiz Gazeteci  Mehmet Canbekli ve yonetim kurulundan 3-4 arkadaşımızla blokları ev ev dolaşmaya başladık. Ve 4 gün içinde yaklaşık 130 ev dolaştık.  Ne yazık ki dolaştıkça insanların ne kadar kopuk olduğunu 7 yıldır aynı katta oturanların bile birbirini tanımadığını gördüm. İnanın bu beni çok etkiledi. Sorduğum da “Nasıl bir isan olduğunu bilmiyoruz, Benim kapımı çalmadı” gibi benzer sitemler duydum hep.. Bende cevaben ; o çalmıyorsa siz çalın komşunun kapısını çalmak bu kadar zor olmasa gerek dedim. Hem Tanışmadan nasıl bir insan olduğunu da anlamanız mümkün değildir ki dedim. Vel hasıl insanlarda bir ürkeklik çekinme gördüm.

Düşündüm taşındım, Bir kampanya başlattım “Komşumu tanıyorum, Çünkü aynı yerde yaşıyorum”  sloganı ile.. Bu bağlamda Ramazan ayı gelmekte idi. Eşimi ve çocuklarımı tatil nedeniyle Kayınpederlere gönderdim. Daha Sonra birkaç davet vb. dışında İftar ve sahurlarda Kapı çalmanın zor olmadığını anlatmak ve farkındalık yaratmak için Rastgele bloklarda ve rastgele evlere ÇAT KAPI yapmaya karar verdim. Her kesin dediği gibi bu gerçekten riskli bir durumdu. Ne tepki alacağımı bilemiyordum çünkü. Belki de dayak yiyecektim-J). Her türlü riski göze alıp bu olayı gerçekleştirmeye karar verdim.

 İlk gün; Bindim arabama marketten bir iki şey aldıktan sonra , 2. Etapta 3 bloktan oluşan bir yerin otoparkına çektim arabayı. Özellikle iftara yakın ve hatta iftar saatinde kapı çalmaya karar vermiştim.

Önümdeki 3 bloktan çocukken oynadığımız gibi ya şundadır ya bunda deyip 1 bloğa girdim. Asansörün yanına geldiğimde rastgele bir kata çıkmaya karar verdim ve 9. Kata çıktım. Kata gelince rast gele bir dairenin kapısını çaldım, tamda ezan okunuyordu.  Kapıyı evin beyi açtı, ve ben; Merhabalar ben Toki Dernek başkanıyım ve size iftara misafirliğe geldim bir tabak çorbanızı içmeye ve sevabınıza ortak olmaya geldim dedim. O anda beyefendinin yüzünü görmenizi isterdim. Dondu kaldı.. Ne diyeceğini şaşırdı. Telaşı atar atmaz da biz müsait değiliz dedi ve ÇATT kapıyı suratıma kapattı…

Neye uğradığımı şaşırdım. Hevesim kırılmıştı. Ama yine de bu ve hatta daha fazla tepkiyi göze alarak çıkmamışmıydın bu yola dedim kendime ve …..

Devamı bir sonraki yazımda inşallah.. Daha çok şey var anlatacak..

 Rahmetli Babam Namı Diyar HACI USTA;” Oğul, eğer Misafirin,kapını çalan ve kapısını çaldığın çoksa mutlu ol, eğer kapını çalan va çalacağın kapı  yoksa o zaman kendini muhasebe et” derdi..

Kapınızı çalanların ve çalacağınız kapıların bol olması dileğimle haftaya görüşmek üzere Sağlıcakla kalın… 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.