Türk Eğitim Sistemi ve Karma Eğitim

 Bir eğitim sistemini düşünün; toplumsal, tarihsel ve inançsal olarak Türkiye toplumu realitesi ile uzaktan yakından hiçbir alakası olmasın…

Hatta bölgesel ve bireysel farklılıkları ve zenginlikleri hiçe saysın.

Hatta ve hatta “ahlâktan” yoksun olsun…

Nitekim mevcut ve yıllardır uygulanan eğitimi sistemi, biraz sanal, daha çok yalan, biraz yerli ideoloji, daha çok ithal ideoloji ve biraz din, daha çok kin dolayısıyla duyarsız, ahlaktan yoksun ve ulusalcı, “milliyetçi” ve maalesef en nihayetinde “ırkçı” bireyler üreten bir sistem olduğu aşikârdır.

Dahası, başka ülkelerin kendi toplum karakterine, fıtratına dolayısıyla realitelerine göre oluşturduğu ve geliştirdiği eğitim modelleri, yıllar yılı adeta kes kopyala mantığı ile Türkiye toplumuna empoze edildi ve giydirildi.

Özellikle kurucu felsefenin ruhu ve doktrinleri ile sentezlenmiş, kök salmış ve ırkçı bir karaktere dönüşmüş olan Türk eğitim sistemi, bu ülke insanlarına maalesef büyük bedeller ödetti.

Daha doğrusu seküler bir toplum inşa etme uğruna her nevi otoriterlik, despotluk ve zorbalık meşru/reva görüldü. Ve en nihayetinde devletin resmi ideolojisi ile uyumlu olmayan her yapıyı, oluşumu, bireyi ve düşünceyi aykırı dolayısıyla düşman gören bir paradigma ve anlayış inşa edildi.

Kısacası karma Türk eğitim sistemi, ayrıştırma, çatıştırma ve düşmanlaştırma üzerine kurulmuştur.

Paradoks olan da, bu, kes kopyalama işlemleri yapılırken, “evrensel insan hakları” muhtevalı uygulamalar, özellikle itina ile ayıklanıp silinmesidir.

Sonuç mu?

Hiç tartışmasız, tek cümle ile bir “şiddet toplumu” haline geldiğimiz aşikârdır.  Ve maalesef hâlâ farklı fikirlere, düşüncelere, renklere, kültürlere ve dillere kapalı olan, anlayış göstermeyen ve en acısı,“yaşam hakkı” tanımayan bir ülkeyiz.

Ayrıca topluma vatan, millet, sakarya naralarıyla sözde vatanseverliği pazarlayarak, “eğitim” eliyle şiddet bataklığının temelini attılar. Dahası kadınların aydınlanma ve bilinçlenme zeminini ve koşullarını hazırlamayan yerli ve ithal sentezli seküler zihniyetli zevatlar, eş zamanlı olarak karma eğitimin özünü oluşturan Kemalist doktrinlerle, medeniyet diye kılık kıyafet saçmalığına odaklandılar, kafayı taktılar.

Yani kadınların okuyup aydınlanmasından çok, kılık kıyafetlerini kendilerine dert ettiler. Oysa bilinçli anneler, ancak bilinçli çocuklar yetiştirebilirler.

Dahası, bir toplumun doğru şekillenmesinde kadının önemi, rolü ve etkisi hiç tartışmasız çok büyüktür. Zira toplumu oluşturan bireylerin, ilk ve temel eğitimini anneler sağlıyor. Dolayısıyla bir toplumun doğru şekillenmesi, kadının eğitimli, bilinçli ve donanımlı olması ile doğrudan ilişkilidir. Ama maalesef bu toplumun realitelerinden uzak olan Türk karma eğitim sistemi, kadınların okulla, eğitimle buluşmalarına mani oldu.

Nitekim kadınları karma eğitim sistemi ile eğitimle buluşturamayan devlet aklı, “haydi kadınlar okula” ve “anne kız okula” gibi toplumda beklenildiği gibi karşılık bulmayan sanal çözümler ve kampanyalar düzenlemek zorunda kalmıştır.

Dolayısıyla öncelikle karma eğitim sistemi, pedagojik ve bilimsel olarak faydalı ve etkili olup olunmadığına bakılmalıdır. Zinhar ideolojik olarak topluma empoze edilmesi, doğru değildir.

Daha doğrusu karma eğitim sistemi, kavramsal olarak değil, bilimsel, pedagojik ve içerik olarak tartışılmalıdır.

İşte bilimsel ve pedagojik olarak yapılan birkaç araştırma:

“ Bilimsel Çalışmaları Trickett ve arkadaşları 1982’de ABD’de karma ve ayrı eğitim veren 15 okulun normatif çevrelerini inceleyen bir çalışma yapmışlardır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre ayrı eğitim veren okulların karma eğitim veren okullara oranla daha fazla yönlendirmeye daha yüksek beklentilere ve rekabete sahip algılandığı sonucuna varılmıştır. Lee ve Brayk (1986) 75 karma eğitim ve 45 ayrı (tek cinsiyetli) eğitim yapan lisede toplam 1807 öğrenci üzerinde yaptıkları araştırmada karma eğitim ve tek cinsiyetli eğitim akademik başarı ve akademik kazanımlar açısında karşılaştırmışlardır. Bu araştırmalarda tek cinsiyetli okulların özellikle kız öğrencilere belirgin avantajlar sunduğu sonucuna varmışlardır. Ayrıca Almanya’da karma eğitim rafa kaldırıldı. Almanya’da devlet okullarındaki karma eğitim mecburiyeti 2012’de kaldırıldı.” (Eğitime Bakış, Ocak 2012 sayı 22) “Yine İngiltere’de de okulları denetleyen ve inceleyen bir merkez olan Ofsted’in araştırmasına göre, eğitimde yapılması gereken ilk şey, kız ve erkek öğrencileri farklı sınıflarda okumaktır.”(Sabah 2007)

Evet, taklit ettiğimiz batı ülkeleri, karma eğitimin yanlışlarını bilimsel olarak masaya yatırdığını, irdelediğini görüyoruz.

Sonuç olarak, her yönü sorunlu olan Türk eğitim sistemi ve karma eğitim; bölgesel, bireysel aynı zamanda tarihsel ve inançsal farklılıklar gözetilerek ve bütün kesimlerin hassasiyetleri ve öncellikleri dikkate alınarak, bir restorasyondan geçmesi elzemdir. Dahası insanı, insanlığı ve ahlak eğitimini temeline alan bir sistem geliştirilmelidir.

Öte yandan karma eğitim tartışmalarında söz konusu kadınlarsa, bu durumda esas önemli olan okulla buluşmayan kadınların, okulla buluşmalarını sağlayacak bir eğitim sistemi geliştirmektir. Daha doğrusu bu kadınları, eğitimle buluşturun, hangi sistemle buluşturabiliyorsanız, buluşturun… Ama yeter ki buluşturun…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.