Erdoğan ve Bahçeli'nin Zaferi

 Merhabalar sevgili okurlarım. Malumunuz üzere geçtiğimiz pazar günü ülkemizi ilgilendiren çok önemli bir referandum yapıldı. Kesin olmamakla beraber YSK “Evet” çıkmıştır diyerek sonucu açıklamış oldu.
Öncelikle bu sonucun ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Katılım oranına bakıldığında (%85) Avrupa ülkelerindeki katılım oranlarının çok üzerinde olduğunu görüyoruz. Bu Türk demokrasisi için çok güzel bir kazanımdır. “Evet” veya “Hayır” veren tüm vatandaşlarımızı tebrik ediyorum.
Seçim sonuçlarına baktığımızda %51,40 Evet Çıkmış olsa da, büyük zafer gibi gelmedi insanlara. Hemen bazılarınızın içinden nasıl olur diyerek bana kızdığını hisseder gibiyim. Hiç kızmayın ve yazımın devamını okuyun lütfen.
“Evet” cephesi “AK Parti+MHP+BBP” ittifakından oluşuyordu. Son genel seçim olan 2015 yılındaki sonuçlara bakacak olursak, sırasıyla %49,50+%11,90+%0,54 oyla toplamda yaklaşık %62 oy almış idi. Bu cephe Referandumda %51,51 oy aldı, Yani yaklaşık 10,53 puanlık fark (düşüş) olduğunu görüyoruz. Hele birde hayır cephesinde yer alan parti seçmenlerinden de “Evet” oylarının geldiğini düşünecek olursak bu düşüş %15’i buluyor.
Evet cephesi yaklaşık 100’ün üzerinde miting yaptı. Hayır cephesinin mitingi 40 civarında kaldı. Bütün caddeler, sokaklar ve hatta binalar bile Evet afişleri ile dolduruldu. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bahçeli İlçelerde dahil birçok mitinge katıldılar. Tüm bunlara rağmen “Evet” oyunun %51 çıkması, beni şaşırttı.
Burada bir hususuda özellikle belirtmem gerekirse; %51 Oy, Sayın Bahçeli ve özellikle Sayın Erdoğan’ın şahıslarının oylarıdır. AK Parti ve MHP teşkilatları ile Belediyeleri sınıfta kalmıştır.
Tabi burada “Evet” oylarının neden az çıktığını iyi irdelemek lazım. AK Partiye gönül vermiş insanlar bile teşkilatlardan ve belediyelerden çok ciddi şikayet içerisindeler. Mazlumların hakkını koruyan yaklaşımdan halka tepeden bakan, ciddi adam kayırmaların olduğu, çıkarcı ve şakşakçıların dolduğu, en ufak bir eleştiriyi dahi kabul etmeyen bir yola girildiği birebir bana iletilen şikayetlerin başında gelmektedir. Dikkatinizi çekiyorum, bunlar benim laflarım değildir, bizzat AK Partiye gönül vermiş, Erdoğan aşığı vatandaşların birebir söyledikleri sözlerdir. Hatta beni en çok etkileyen söz; “Erdoğan Yalnızım derken haklı, Erdoğan’ın sırtından ve isminden besleniyorlar, Artık üzerlerine düşeni yapsınlar veya layık olanlar ilgili görevlere getirilsinler” idi.
Aynı Şekilde MHP’de reis ne derse o olur bakışı hakim olmuştu her daim. Bu referandumda reisin ve teşkilatın görüşünün aksine oy kullananların oranı da azımsanmayacak kadar fazlaydı.
Ben bu güne kadar seçim tahminlerimde %1 veya %1,50 yanılıyordum. Bu defa fazla yanıldım. Yaklaşık %58 Evet çıkar diye tahmin ediyordum ve ilk defa bu kadar yanıldım.
“Evet” cephesinin iki stratejik hatası da en az 4-5 puan kaybettirmiştir bana göre. Bunların birincisi; Son günlerde mitinglerde Anayasa Değişiklik maddelerine yoğunlaşmak yerine, gereksiz yere sayın Kılıçdaroğlu üzerinden söylemde bulunmalarıdır. İkincisi ise Cumhurbaşkanı danışmanının konuşması sonrası, “Eyalet” açıklamasında bulunan o danışmanın derhal görevden alınmaması idi. “Hayır” cephesi, özelliklede ülkücü kesim üzerinde bu açıklamayı çok zekice kulandı ve sonuç aldı.
Velhasıl, daha önceki köşe yazımda belirttiğim gibi; çıkan sonuca herkes saygı göstermek zorundadır. Bu sonuçlardan özellikle tüm siyasi partilerin ders çıkarması gerektiği kanaatindeyim.
Demokrasi ile kalın…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.