Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkartır.
Acılı dil akıllıyı çileden çıkartır.
Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.
İşte bu sözlerde de sözcüklerin insanların üzerinde ne denli tesirli olduğu anlaşılıyor.
Hatta dinlediğimiz müziğin sözleri bile ruhumuzu efsunlayarak, şekilden şekle sokabiliyor.
Hele çocukluk devresinde olumsuz telkinlerle büyüyen çocukların bilinçaltı, tam bir enkazdır.
Bunu çok iyi bilin ki, “bir insana kırk defa deli denilirse deli olur,” sözü öylesine söylenmiş bir söz değildir.
Zira esas geri zekâlılık, ‘‘geri zekâlı’’ olarak lanse edilen bir öğrenciden “neden karnen kırıktır” diye hesap sormaktır. Yani esas geri zekâlılık, geri zekâlı denilen birinden ‘‘başarı’’ beklemektir. Çünkü geri zekâlı olarak gördüğümüz birinde başarı beklemek, izah edilmez büyük bir paradokstur.
Ayrıca geri zekâlı neden karnen kırık tepkisi, sürekli geri zekâlı demenin bir sonucudur.
İşte bu dışlayıcı, öz güven yıkıcı ve kaybettirici dil, esas çocukların “geri zekâlılaşmasına” zemin oluşturmaktadır.
Anne-babalar, şunu çok iyi bilmeli ki, hiçbir doğrusu görülmemiş, takdir edilmemiş, başarı duygusu hiç okşanmamış ve başarılı olmanın hazzını tatmamış bir çocuğun başarılı olması, özgüvenin gelişmesi ve en önemlisi mutlu olması mümkün değildir.
İREM TOPRAK
TEOG sınavında 120 sorunun tamamını cevaplayarak Türkiye birincisi olan İrem Toprak’ı 120 defa takdir ediyorum. Tek kelime ile gurur verici bir başarı. Ayrıca gösterdiği üstün başarıdan dolayı Bitlis’in ismini başarı ile anılmasına vesile olan İrem Toprak’ı ve İrem Toprak’ın başarısında emeği olan herkesi kutluyorum. İrem Toprak’a ve Bitlis’e daha nice güzel başarılar dilerim.