Demek ki neymiş? Bizim bizden başka dostumuz yok bunu da iyice anlamamız gerek artık.
Evet hain kalkışmanın üzerinden 19 gün geçti ama yaralar tazeliğini koruyor. Önceki iki yazımda biraz bahsetmiştim. Detaylar ortaya çıkınca insanın kanı donuyor. Bu ne gözü dönmüşlüktür ve bir kula bu ne bağlılıktır hala anlayabilmiş değilim. Düşünsenize, ömrünüz boyunca gelebileceğiniz en üst makama gelmiş ve general olmuşsunuz. Şanlı, şerefli bir emeklilik yaşamak varken, çocuklarına Paşa Çocuğu, torunlarına Paşa torunu dedirtmek varken ne olduğu belli olmayan bir kul için, hainin çoçuğu ve torunu dedirmek hangi akla ve mantığa uyar. Kendini düşünmediysen çoluğunu çocuğunu damı hiç düşünmedin be adam, nasıl bir miras bıraktın onlara?
Bu siyasettir, Erdoğan bu gün var yarın yok. Demokrasilerde nefret, kin, rakibim yok olsunda ne olursa olsun mantığı olmaz. Eğer rakibini yenmek istiyorsan; çalışacaksın, halkın gönlünü alacaksın, proje üreteceksin, ülke menfaati söz konusu ise parti üstü siyaset yapacaksın, güven vereceksin, samimi olacaksın, umut olacaksın ki halk seni seçsin. En önemlisi de halkın tercihine saygı göstereceksin.
Zaten bu Dünya’da herkes önce aynaya baksa cennet olurdu bu hayat…
Bu vesile ile tekrar Türkiye’mize geçmiş olsun, rabbim bir daha böyle şeyler yaşatmasın diyorum.
Gerçi bizde “Kurdoğlu” bitmez ama…
Vatanla ilgili bir şey yapılıyorsa, kimin yaptığı veya kime yapıldığı önemli değildir. Yapılan ve doğuracağı sonuçlar önemlidir.
Huzurla kalın, saygılarımla..