Suudi Arabistan’ın Ters 17-25 Aralık’ı…

 Merhabalar sevgili okurlarım. Hatırlayacağınız üzere 17-25 Aralık 2013 tarihinde Türkiye’de inanılmaz bir soruşturma süreci başlamıştı. Belkide Türkiye tarihinde ilk defa üst düzey yönetici ve siyasetçilerinde içinde bulunduğu, daha doğrusu direk hükümet ve siyasetçilerin hedef alındığı bir soruşturma başlatılmıştı. Hemen bazılarınızın; “Ne güzel işte adalet her kes için olmalı, üst düzey insanlara dokunulabiliniyorsa adalettir” dediğini hissedebiliyorum. Evet aslında doğrusu da odur. Ancak olayların gerçek amacının o olmadığı yıllar sonra anlaşılacaktı. Bu operasyonları yapanlar ileriki yıllarda FETÖ/PDY üyeliklerinden dolayı tutuklanmak veya ülke dışına kaçmak zorunda kalacaklardı.
15 yıldır olduğu gibi hedef elbette ki dolaylı yollardan ve dahi direkt olarak Erdoğan’dı. Sevelim sevmeyelim, oy verelim veya vermeyelim, Erdoğan; Dik duruşu, hiçbir liderin aklına almaya dahi cesaret edemediği şeyleri, söylemek istediği kişilerin gözlerine baka baka, Tüm dünya medyası önünde korkusuzca dile getirdi ve hala getirmeye devam ediyor. İktidara geldiğinden bu yana Türkiye’yi baştan aşağıya dizayn etti. Erdoğan düşmanlığı gerçekleri görmemize engel olmamalı. Benim için aslolan Türkiye ve vatanım için yapılanlardır.
Çabuk unutan bir toplum olduğumuz bir gerçek. Erdoğan öncesinde neredeyse hiçbir kurum, kendi ilgi alanıyla ilgili işler yapmıyordu desek yeridir. TSK-YÖK-TÜSİAD-BAROLAR BİRLİĞİ-REKTÖRLER-DEKANLAR-VALİLER-KAYMAKAMLAR VB. bu liste uzadıkça uzar. Tüm bu saydıklarımın işi gücü siyaset ve muhafazakâr insanlar ve hayat tarzlarıyla uğraşmaktı. TSK silahlarını ve savaş taktiklerini geliştirmek yerine, siyasetçiden çok siyasetle uğraşıyordu. YÖK-REKTÖR ve DEKANLAR eğitim, daha iyi ve eğitimli bir gençlik, teknoloji geliştirme için çabalar yerine, sabah akşam siyasetle ilgileniyorlardı. Barolar Birliği adalet temsilcisi gibi hareket etmek yerine yine tek tip zihniyetin dışındakilerle ve siyasetle uğraşıyordu (gerçi hala bırakmış değil). Hatta bazıları; “Bizim istemediğimiz bir kişi cumhurbaşkanı olamaz”diyecek kadar ileri gitmişti.
Üst rütbeli komutanlar helikopterlerle pikniklerden çıkmıyorlardı. Doğuda ve Güneydoğuda onca fidan Şehit olurken üst düzey komutanlar sefa içinde yaşıyorlardı. Erdoğan’ın; “Askerlik yan gelip yatmak yeri değildir” sözü de bunlar içindi. Gazete patronları yazlıklarında, pijama ve kısa pantolonlarla başbakanları ayaklarına getiriyorlardı. Yukarıda bahsettiklerim hükümet kurup hükümet yıkıyorlardı. İşte tüm bunları Erdoğan bitirdi. Her kurum kendi işiyle uğraşmaya başladı (İlk başlarda baya direnseler de pes etmek zorunda kaldılar). Her kurum kendi işiyle uğraşmaya başladığında ise Türkiye gelişmeye başladı. Eskiden en ufak bir esintide krizlere giren ülke, şimdi uluslararası destekli operasyonlar ve dahi darbelerle bile ayakta durabilen, benim için en önemli nokta olan milli silah ve savunma sanayisinde %70’lere ulaşabilen ülke oldu.
Erdoğan’ın gitmesi için her yolu deneyen ABD ve diğer egemen güçler, şimdi bunun tam tersi bir amaç için Suudi Arabistan’da operasyonların düğmesine bastılar. Tersi diyorum çünkü; Türkiye’de Lideri (Erdoğan’ı) devirmek için operasyonlar yaptılar. Arabistan’da Lideri (Kral Salman’ı) korumak için. Prens Salman tam bir Amerikan uşağıdır. Amerika’dan izinsiz yemek dahi yiyemeyecek kadar bağımlıdır desek yeridir. İleride Prensin karşısında olabilecek ve dahi rakibi olabilecek kişileri ekarte etme operasyonudur son bir haftada Arabistan’da olanlar. Tabi ana amaç bu olmakla birlikte işin içinde başka amaçlarda var. Bunlardan bir tanesi dünyanın gizli en büyük petrol firması olan ARAMCO’nun Merkezinin ABD’ye götürülmek istenmesidir. Zira geçtiğimiz günlerde Arabistan’ı ziyaret eden ABD Merkez bankası başkanı, ARAMCO Firmasının özelleştirilmesini istemişti. Bir diğer nedende, ABD’nin Ortadoğu’da planladığı yeni haritalar. ABD Ortadoğu’da İran merkezli bir mezhep savaşı çıkarmak istiyor. Muhtemel bir mezhep savaşının ana iki aktörü İran ve Suudi Arabistan’dır. Tabi işin içinde ABD olunca bir taşla birden fazla kuş vurma geliyor insanın aklına. Kısa bir araştırma yaptığımızda, gözaltına alınanlar nerdeyse Dünya’ya hükmedecek kadar güçlü ve zengin iş adamları. Bu kişilerin bir çoğunun da Erdoğan ve Türkiye hayranlığı tüm Arabistan’da bilinen bir gerçek. Yani dolaylı olarak Türkiye ve Erdoğan’a karşı bir hamlede olduğunu söylesem abartmış olmam. ABD, her türlü (Askeri-Ekonomik-Siyasi) Türkiye’yi kuşatmaya devam ediyor. Askeri olarak Suriye-Irak-Bulgaristan da son 2 yıl içindeki üs kurma ve askeri hareketliliklerini araştırırsanız haklı olduğumu görürsünüz. Ekonomik ve siyasi olarak komşu ülkeleri parçaladı, İyi ilişkiler içinde bulunduğumuz tüm Müslüman ülkelere müdahale etti (Mısır-Libya-Tunus-Ürdün-Lübnan-Katar). ABD planlarını 10 hatta 50 yıllık yapmaktadır. Bekleyip göreceğiz neler olacağını.
Vel hasıl; Suudi Arabistan’da olanlar Türkiye’de 17-25 Aralıkta yapılmak istenenle aynıdır. Tek farkı ters amaç için olması. Yani Türkiye’de Lideri (Erdoğan) devirmek için yaptılar, Arabistan’da Lideri (Prens Bin Salman) korumak için yapıyorlar. Tek ortak hedefte ABD güdümünden çıkmayan ülkeler dizayn etmek..
Selam ve Dua ile…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.