Tansiyonlar Yükselirken

 Cemrelerin düşmesiyle kıştan bahara geçerken kadim şehrin mavisinin yanına yeşillikler boy gösterecek her yerde cıvıl cıvıl kuş sesleri, misk kokan çiçek ve otlarla Ahlat’ımız adeta bir cennet köşesini andıracaktır. Ortam böyle olunca herkes yağlı etlerini tuzlayıp mangal ızgarası ve piknik sepetiyle birlikte harika doğası yemyeşil güzelliğiyle ruhumuzu mest edecek piknik alanlarına akın edeceklerdir. Çünkü uzun bir kıştan sonra biriken daralmış ruh halimizi güneşli bir günde yeşil ve mavinin ufkumuzu ve ruhumuzu açan güzel manzarasında dinlendirmeye ihtiyacımız vardır. Bunu yaparken bedenimiz yağlı ve tuzlu et yemeye teslim edilmiştir çoktan. İşte burada sağlıklı olmaya çalışırken sağlığımızdan olmayalım diye sağlık köşesinin ilk yazısı olan  ‘’TANSİYON YÜKSEKLİĞİ’’ yazısını siz değerli okurlarım için kaleme aldım.
           Tansiyon yüksekliği (Hipertansiyon) atardamarlarımızdaki kan basıncının normalden yüksek olması hastalığıdır. Vücudumuzdaki doku ve organların beslenmesi ve oksijen alması için kalbimizin kasılıp basınçla kanı damarlar aracılığıyla pompalaması ve sonrasında gevşeyip toplardamarlar aracılığıyla kanı geri alması (toplaması) lazım. İşte kalbimizin kanı pompalarken atardamarlarda oluşan basınca “büyük tansiyon (sistolik tansiyon)’’, gevşediği sırasındaki basınca da ‘’ küçük tansiyon (diyastolik tansiyon)’’ denir. Kalp sağlığı için en ideal kan basıncı olan büyük tansiyon 120’den, küçük tansiyon ise 80’den küçük olmalıdır. Hipertansiyon (Tansiyon yüksekliği) büyük tansiyon 140’dan yada küçük tansiyon 90’dan büyük olması demektir.
Kan basıncı ölçümünü evde kendimiz dijital aletlerle muayene sırasında veya 24 saatlik holter tansiyon cihazı ile ölçüp tansiyon yüksekliğini tesbit edebiliriz. Hipertansiyon toplumda çok yaygındır toplumun her 3 bireyinden 1’inde  görülür (18 yaş üstü erişkinlerin) ve yaş arttıkça sıklığı artar. Hipertansiyon % 90’ın primer (esansiyel) olup sebebi bilinmez. Geriye kalan % 10’da sekonder olup bunlar genelde 20 yaş altı veya 50 yaş üstü bireylerdir. Sebepleri ise böbrek hastalıkları, damar hastalıları, hormonlarla ilgili hastalıklar ve ilaçların kullanımından kaynaklanır. Toplumda fazla kilolu olanlarda, düzenli egzersiz yapmayanlarda, fazla tuzla beslenenlerde, sigara içenlerde ve gebelik sırasında kan basıncı yüksek seyreden kadınlarda hipertansiyon riski fazladır. Hipertansiyon çok sinsi bir hastalıktır ve çok yüksek değerlere çıkmadığı sürece belirti vermez. Bunun yanında baş ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, görmede bozukluk, burun kanaması, kusma ve halsizlik gibi semptomlar görülür
Hipertansiyon (Tansiyon Yüksekliği) kalp krizine, beyin kanamasıyla, felce, böbrek yetmezliğine, kalp yetmezliği, ve görme kaybına sebep olduğundan erken teşhis edilip hemen tedaviye başlanması önem arz etmektedir.
Tansiyon yüksekliği tanısı başta dahiliye uzmanları olmak üzere ilgili branşlar tarafından konulduktan sonra hastanın şikayetleri muayenesi ve tetkiklerle sebepler araştırılıp ona yönelik tedaviye başlanır.
Tedavide ilaçların düzenli kullanımı yaşam tarzı değişikliği ve diyet önerileri birlikte verilir. Bunlar düzenli Aerobik   ( Yüzme, yürüme, bisiklet sürme) egzersiz en az 45 dakika yapılmalı alkol ve sigaradan kaçınılmalı günlük tuz kullanım miktarı 3-5 gr ile kısıtlanmalı fazla kilolardan kurtulmalı yada vücut kitle indexi 25’ in altına inilmelidir.
Unutulmaması gerekir ki hipertansiyon tedavisi uzun sürelidir yaşam boyu tedavi edilmelidir. Yılda 2 kez doktor kontrolüne gidilmelidir. Belirtilmesi gereken diğer bir hususta tansiyon yüksekliği için kullanılan ilaçlar her bünye için dozu ve türü farklılık göstermektedir. Başkasına iyi gelen ilaç size zarar verebilir bu konuda takipli olduğunuz doktorunuzun önerilerine ve tedavilerine kati derecede uymanız gerekmektedir.
Sağlıcakla kalın.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.